Öncelikle Aktur Site yönetiminin düştüğü yanlışa biz de düşmeyelim ve tüm AKTUR’A ve Akturlulara atlatmış olduğumuz yangın tehlikesi konusunda geçmiş olsun diyelim…
Gerçekten büyük bir faciayı şans yardımıyla atlattı cennet Aktur.
Mavi Adam sizler için yangın yerinde adım adım tüm gelişmeleri izledi.
Çalışanlarımızın telaşını, çabasını ve özverisini bire bir gözlemledi.
Gerçekten herkesin emeğine yüreğine sağlık.
Datça Belediyesi’nden gelen yangın ekibine de ayrıca teşekkürler.
Gelebilecekleri en kısa sürede (tabi haber verilmesi akıl edildikten sonra) AKTUR’A ulaşıp müdahelede bulundukları için.
Ancak bu beklenmedik kazanın perde arkasına da bir göz atmamız gerekiyor.
Oldu bittiyle bu ciddi meselenin üzerini kimse kapatamaz.
Aşağıda sizlerle paylaşacağım görüşlerim ve sakinlerimizin bizimle paylaştığı gözlemleri gerçekten çok önemli.
Yangına en başından tanıklık eden Şule hanımın tespitleri ve yakarışı acaba site yöneticileri tarafından duyuldu mu?
WhatsApp gruplarında dolaşan öneriler, şikayetler yönetime ulaştı mı?
Tabii bunu merak ediyoruz..
Çünkü yangın sırasında çevrede yetkili kimse yoktu.
Ne Hülya Serçen,ne Çetin Özinan, ne Erdoğan Özgece..
Ne de site yetkilisi Tufan Dirican.

Daha sonra site yönetiminden bir SMS mesajı ulaştı sakinlere..
Ne bir geçmiş olsun temennisi, ne de neyin olup bittiği bilgisi.
“ En iyi güvenlik bireylerden başlar.
Elinizdeki ısıtıcıların güvenliğini kontrol ettiriniz.
Güvenli olmayanları kullanmayınız.
Atlattığımız yangın tehlikesi bu sebepten çıkmıştır. Her eve kacak akim rolesinin taktırılması önerilir.”
Bu kadar basit işte.
Görmeye alıştığımız kibir dili çerçevesinde, sorumluluk sıfır..
Allahtan yangın çıktı da uyardılar insanları..
Yoksa Aktur yanana kadar ne gam!
Bir de Çetin Özinan’ın İstanbul’dan yaptığı tespitler var tabii…
Gerçi görüşlerini sadece dahil olduğu WhatsApp tenis grubuna yapmış ama oradan ulaştı sakinlere…
”İlk müdaheleyi yapmasaydık durum daha feci olurdu.Yemek paydosunda olmalarına rağmen çalışanlarımız çabuk organize oldular”
Sağolsun varolsun yemek yerine yangın yerine gelmeyi tercih eden çalışanlarımız.(!)

Lafı fazla uzatmadan direk site yöneticilerine sorularımız yöneltiyoruz:

1- Yangın için alınan kamyonetlerin arkasındaki köpük sıkıcılar çıkarılıp makam aracı haline dönüştürüldü mü?

2- Yangın öncesi giriş kapısında arkası boş bir şekilde duran kamyonet yangın sonrasında bir kaç saat içinde makyajlanarak tekrar yangına hazır hale getirildi mi?

3- İtfaiye aracının aküsü yangın sırasında bitik miydi? Bu araçların kontrolü ne sıklıkta yapılıyor?

4-Küçük aracın suyunun bitme nedeni neydi? İçinde yeterli su var mıydı?

5- Personel yangın konusunda eğitim alıyor mu? Araçlar ve ekipmanlar nasıl kontrol ediliyor.

6- Yangın konusunda bugüne kadar hiç tatbikat yapıldı mı?

Gündemimizde yanıtlanmasını beklediğimiz bir çok konu var Aktur ile ilgili.Ama önceliğimiz bu yangın konusu elbette. Bir sakinimizin belirttiği gibi neredeyse bir küçük ilçeyi yönetecek bütçeye sahip Aktur’da neler oluyor?

Yanık kokusu boğazları yakıyor…
Aktur yanıyor, yönetim uzaktan bakıyor.
Unutmayalım bu cennet köşe yanarsa ne yönetecek site,
ne de böbürlenecek koltuk kalır..
Aktur’un korunmaya ihtiyacı vardır.
Bunu yapabilecek sorumlulukların bilincinde, dışlayan değil kucaklayan bir yönetim anlayışına ihtiyaç vardır.
Asıl yanıt bekleyen soru ise, bugün başımızda bunu yapabilecek liyakatta ve sadece Aktur’u düşünen bir yönetim olup olmadığı sorusudur?

Mavi Adam